KaganMedya Haber

Genel

ZAZA FERHAT DOPDOĞRU ONURSAL BAŞKANLIĞINA GETİRİLDİ

Zaza Ferhat Onursal Başkanlığa Getirildi Zaza Dernekleri Federasyonu’ndan Anlamlı AtamaZaza kültürüne ve toplumuna uzun yıllardır yaptığı katkılarla tanınan Ferhat Dopdoğru kamuoyunda bilinen adıyla Zaza Ferhat, Zaza Dernekleri Federasyonu Onursal Başkanlığı görevine getirildi.Zaza Dernekleri Federasyonu tarafından yapılan açıklamada, Ferhat Dopdoğru nun yıllardır süregelen kültürel, sosyal ve sanatsal çalışmalarıyla Zaza kimliğinin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rol oynadığı vurgulandı. Aydoğdu’nun, özellikle Zazaca müzik, edebiyat ve toplum bilinci konularındaki çabalarının kamuoyunda büyük takdir topladığına dikkat çekildi.

Uncategorized

BANU AVAR DÜNYA DEĞİŞİYOR DİYOR

Hızlandırılmış bir filmin içinden geçiyor gibiyiz… Düşünce sistemlerimizi alt üst eden, kavramlarımızı değiştiren ve kutsallarımızla oynayan bir filmi sabırla seyretmekteyiz!Dinler arası diyalog, medeniyetler ittifakı, küresel barış iklimi, ortak evrensel değerler… Bu tanımlar size ne ifade eder?…Hepsi kanlı bir stratejinin maskeli halleri. Hristiyan batının, tek dünyacıların yeni adlar verdikleri eski hayalleri…İşte hedefteyiz! Yarım asırdır oynanan bir oyunun sonuna geldik! Diyalog martavalı hala sürerken yeni haçlı seferleriyle yüzleştik.Sinsi bir misyonerlik dalgası diyalog adı altında sürerken diyalogda bulunulan biz değiliz!Kiliseler birliği terör odaklarıyla aşık atmakta! Dinlerarası diyalog adı altında süper misyonerlik devam ediyor. Küreseller yeni haçlı seferlerini diyalogculukla örtüyor!Kaynak Banu Avar Makaleleri https://www.banuavar.com.tr/dinlerarasi-diyalog-ve-hacli-stratejisi/

Uncategorized

ANAYOL PARTİSİ GENEL BAŞKANI ALİ KARAKURT TÜRKİYE GÜNDEM DEĞERLENDİRMESİ

🧠 Yükselenin Hikâyesi: Ezilenin İntikamı

Türkiye, bir halklar zinciri değil; bir iktidar göçü haritasıdır.

İlk önce Balkanlılar geldi.
Avrupa’da ezildiler, dışlandılar, parçalandılar.
Anadolu’ya geldiklerinde tek sermayeleri hırslarıydı.
O hırsla devleti, bürokrasiyi, askeri sistemi domine ettiler.
Ama hırs bir gün tükenir.
Ezmedikleri kalmayınca, sistemin keyfini sürmeye başladılar.
Balkanlılar artık yöneten değil, tatil yapan oldular.

Sonra sıra Anadolululara geldi.
Ezildiler. Küçümsendiler. Yoksuldular ama unutmadılar.
Sabrettiler, çalıştılar, organize oldular.
Ve iktidarı devraldılar.
Şehirler onların sesini duydu, memurlar onların diliyle konuştu.
Ama ezmek, hırsı yer.
Zamanla onlar da konforun tuzağına düştü.

Ve şimdi sıra Doğulularda.
Hem Balkanlılar, hem Anadolular tarafından ezildiler.
Yıllarca “marjinal”, “geri”, “yardıma muhtaç” görüldüler.
Ama bu, içlerinde öfke değil, azim doğurdu.
Bugün okuyorlar, çalışıyorlar, yerleşiyorlar, yükseliyorlar.

Bu bir rastlantı değil. Bu sosyolojik bir yasadır.

“Ezilen, hırslanır.
Hırslanan, yükselir.
Yükselen, ezmeye başlar.
Ve ezmeye başlayan, hırsını kaybeder.”ALİ KARAKURT ANA YOL PARTİSİ GENEL BAŞKANI

Uncategorized

GBP GENEL BAŞKANI ALİ KARNAP BARIŞ SÜRECİNİ DEĞERLENDİRİYOR

BARIŞ DEĞİL! İHANETİN MASASIPKK’nın silah bırakması, ilk bakışta bir barış umudu gibi sunulsa da, perde arkasında yürütülen kirli ittifaklar, halkın vicdanında derin yaralar açıyor. AKP, bir yandan “milli ve yerli” söylemlerle toplumu oyalarken, diğer yandan PKK ile aynı çizgide duran DEM Parti ile dolaylı ittifaklara göz yumuyor. MHP ise bu çelişkiye sessiz kalarak milliyetçiliği yalnızca seçim meydanlarına hapsetmiş durumda.Milletin terörle yıllarca verdiği mücadele, bir masa etrafında pazarlık konusu yapılamaz. Şehit analarının gözyaşları, siyasi hesaplara kurban edilemez. Bu düzen; menfaatin, koltuk uğruna ilkelerin ayaklar altına alındığı çarpık bir düzendir. Ve bu düzen, ne barış getirir ne de adalet.Gerçek barış, terörü meşrulaştıranlarla değil, milletin iradesiyle kurulur.

Uncategorized

KEMAL AVCI ANLATIYOR EVRENİN YAPISI VE RUHUN REENKARNASYON DÖNGÜSÜ

EVRENİN YAPISI VE RUHUN REENKARNASYON DÖNGÜSÜ

Evrendeki her varlığın titreşimsel enerjiden oluştuğu dolayısıyla evrenin bir parçası olduğunu biliyoruz. İnsan da titreşimsel enerjiden oluşur ve saniyede yaklaşık 300 kez titreşir. O yüzden yeryüzünde kütle beden olarak görünür. Etrafındaki varlıkları da kendi kütle çekim kuvveti ile kendine çeker. İnsanın olağanüstü gibi görünen davranışları aslında kendi enerjisini kontrol edebilme gücüdür. İnsan özündeki Tanrısal güce ulaştıkça yerçekimine de karşı koyar, evrendeki varlıklara da hükmeder. Özellikle hiçbir şey yemeden yaşaması bir nevi Tibet terimi olan Somati durumuna benzer. Kendi enerjisini kontrol eder ve sonsuza kadar hiçbir şey yemeden içmeden yaşar. Ölümsüzlük gerçekte ruhunu oluşturan enerjiye hükmetmedir.
Dikkat ederseniz bu tür insanların spiritüel yetileri güçlüdür. Yani reenkarnasyonla biriktirdiği bilgiyi yani Tanrısal gücü kullanmaya başlıyor. Bu tür olağanüstü gibi görünen davranışlar esasında milyonlarca yıllık reenkarnasyon döngüde deneyimlediği olaylardır.

Kemal AVCI
Vatanseverler Partisi Türk Dünyasından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı
Vatan Ocakları Genel Başkan Yardımcısı
Kağan Medya Ajansı Basın Muhabiri

Uncategorized

ÜNZİLE ŞANLI ANLATIYOR DEDEMİN GİZEMLİ KULÜBESİ

DEDEMIN GIZEMLI KULÜBESI Küçüktüm,Rahmetli dedemin kendi inşa ettigi küçük bir kulübesi vardı. kulübesine girer kapısını kitler saatlerce çıkmazdı çok merak ederdim acaba içerde ne yapıyor? diye. Bir gün dedem yine kulubesine girip kapıyı kitlemişti.Etrafa şöyle bir göz gezdirdim Pencere çok yüksek çatı arası çok yüksek ne yaparım nasıl çıkarım diye düşünürken dut ağacı gözüme ilişti.Zar zor tırmanıp kendimi çatı arasına atabilmiştim nihayet. Işte kendimi bildim bileli merak ettigim O an gelmişti.Sabırsız, tedirgin, heyecanla küçücük tahta deliginden içeri baktım.Dedem namaz kılıyordu.Namaz bitiminde ellerini gökyüzüne açıp boynunu önüne düşürüp sessizligin sesinde iç çekerek ağlıyordu. Duvarlar ağlıyordu kül tablasında mum, çerçevede rahmetli annem, zulada ben ağlıyordum..Aradan bir zaman geçtiDedemi yine kulübesinden çıkarken gördümAklımda O çatı deliginden gördüğüm ve çok etkilendigim O manzara ve cevap bulamadığım gizemli O duygusallıgın merakı vardı Koştum hemen yanına,-Dedem insan neden gizli ağlar?+”Aşktan yavrum”–Aşk ne demek dede? + Bedenini, ruhunu En Sevgili’ye bağlamak, adamak demek. -Peki, namaz kılıyor musun?+”Allah bilir yavrum”Dedem ama sen de bilirsin dedim. Yine “Allah bilir” dedi.Yaşım ilerledikçe anladım ki aşkın en saf haliGizli ve gönülden yapılanıdırVe anladım ki, tevazu aşkın olmazsa olmazıdır ..Dedemin rahmete intikalinden sonraYıllar yılları kovaladıYüzümde çizgilerKalbimde onlarca acı Doyumsuz bir AşklaMeraklı minik kalplereaynı cevabı veriyorum”ALLAH BILIR” yavrum”ALLAH BILIR” ..#ÜnzileŞanlı#Kelimeleri_olan_kadin

Uncategorized

SERAP GÜVEN DİYOR Kİ SİBER ZORBALIK VE DERİN ETKİLERİ

Sessiz Çığlıkların Ardındaki Gölge: Siber Zorbalık ve Derin Etkileri

Günümüz dijital çağında, parmaklarımızın ucundaki dünya bize sınırsız olanaklar sunarken, aynı zamanda görünmez tehditleri de beraberinde getiriyor. Bu tehditlerin başında, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef alan siber zorbalık geliyor. Geleneksel zorbalığın aksine, siber zorbalık 7/24, her yerde, herkesin gözü önünde veya tamamen gizli bir şekilde yaşanabilir. Mağdurun kaçacak bir yerinin kalmadığı bu dijital saldırılar, yalnızca ekranlarda yazılı kelimelerden ibaret değildir; ruhlarda derin yaralar açan, sessiz çığlıkların ardındaki karanlık bir gölgedir.
Siber Zorbalık Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkar?
Siber zorbalık, dijital iletişim teknolojilerini kullanarak bir kişiye veya gruba kasıtlı olarak zarar verme, aşağılama, tehdit etme veya taciz etme eylemidir. Bu eylemler geniş bir yelpazeyi kapsar:

  • Hakaret ve Tehdit Mesajları: Sosyal medya platformlarında, mesajlaşma uygulamalarında veya e-postalarda küfürlü, aşağılayıcı veya tehdit edici içerik göndermek.
  • Özel Bilgilerin Paylaşılması: Bir başkasının izni olmadan özel fotoğraf, video veya kişisel bilgilerini internette yaymak.
  • İtibar Zedeleyici İçerikler: Yalan haberler yaymak, dedikodular uydurmak veya sahte profiller oluşturarak birinin itibarını zedelemek.
  • Dışlama ve Tecrit: Online gruplardan veya oyunlardan birini kasten dışlamak, yorumlarını silmek veya engelleyerek sosyal tecrit uygulamak.
  • Siber Takip (Stalking): Dijital ortamda sürekli birini takip etmek, mesaj yağmuruna tutmak veya hareketlerini izlemek.
  • Sahte Hesaplar (Catfishing): Başka bir kimliğe bürünerek insanları kandırmak veya manipüle etmek.
    Bu tür davranışlar, zorbalık yapanın arkasına saklanabildiği anonimlik perdesiyle daha da tehlikeli hale gelir. Zorbalık yapan kişi, gerçek hayatta asla yapmayacağı şeyleri dijital ortamda yapmaya cüret edebilir.
    Siber Zorbalığın Mağdurlar Üzerindeki Yıkıcı Etkileri
    Siber zorbalık, mağdurlar üzerinde derin ve kalıcı izler bırakır. Bu etkiler fiziksel olmasa da, psikolojik ve duygusal sonuçları son derece yıkıcı olabilir:
  • Psikolojik Travmalar: Sürekli eleştiri, aşağılama veya tehdit altında olmak, mağdurlarda kaygı bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Geleceğe dair umutsuzluk, değersizlik hissi ve sürekli bir korku hali gelişebilir.
  • Sosyal Geri Çekilme: Mağdurlar, maruz kaldıkları zorbalık nedeniyle utanç ve aşağılanma hissederler. Bu durum, arkadaş çevresinden uzaklaşmaya, sosyal etkinliklerden kaçınmaya ve hatta okula veya işe gitmekten çekinmeye neden olabilir. Dışlanma hissi yalnızlığı pekiştirir.
  • Akademik ve İş Performansında Düşüş: Sürekli stres ve kaygı, odaklanma sorunlarına yol açarak akademik başarıyı veya iş performansını olumsuz etkileyebilir. Motivasyon kaybı ve okula/işe gitme isteksizliği sıkça görülür.
  • Uyku ve Yeme Bozuklukları: Stresin bir sonucu olarak uyku düzeninde bozulmalar, iştahsızlık veya aşırı yeme gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Özgüven ve Benlik Algısında Bozulma: Siber zorbalık, mağdurun kendi değerini ve yeteneklerini sorgulamasına yol açar. Kendine güvensizlik, yetersizlik hissi ve beden imajıyla ilgili sorunlar gelişebilir. Mağdur, “neden ben?” sorusuyla boğuşur ve kendini suçlayabilir.
  • Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, mide ağrısı, kas gerginliği gibi fiziksel şikayetler, psikolojik stresin bedensel yansımaları olarak ortaya çıkabilir.
  • İntihar Düşünceleri ve Girişimleri: En trajik sonuçlardan biri, siber zorbalığın yol açtığı umutsuzluk ve çaresizliğin, mağdurları intihar düşüncelerine veya girişimlerine itmesidir. Mağdur, bu dijital hapisten kurtuluş yolunu bulamayınca hayatına son vermeyi düşünebilir.
    Nasıl Mücadele Edilmeli?
    Siber zorbalıkla mücadele, bireysel çabaların ötesinde, topyekûn bir toplumsal sorumluluktur.
  • Farkındalık ve Eğitim: Çocuklarımıza ve gençlerimize dijital okuryazarlık eğitimi vermek, siber zorbalığı tanımaları ve korunma yollarını öğrenmeleri için hayati önem taşır. Okullar, aileler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda aktif rol oynamalıdır.
  • Açık İletişim: Çocuklarımızın ve gençlerimizin dijital deneyimlerini bizimle paylaşmaktan çekinmeyecekleri güvenli bir ortam sağlamalıyız. Onlara yargılamadan dinleyeceğimizi ve destekleyeceğimizi hissettirmeliyiz.
  • Kanıt Toplama ve Raporlama: Siber zorbalığa maruz kalan kişilere, kanıtları (ekran görüntüleri, mesajlar vb.) saklamaları ve ilgili platformlara veya yetkililere (okul idaresi, emniyet birimleri) bildirmeleri konusunda rehberlik edilmelidir.
  • Profesyonel Destek: Siber zorbalık mağdurlarının yaşadıkları travmalarla başa çıkabilmeleri için bir psikolog veya danışmandan profesyonel destek almaları çok önemlidir. Psikolojik yardım, mağdurun iyileşme sürecini hızlandırır ve ruh sağlığını güçlendirir.
  • Empati ve Destekleyici Çevre: Zorbalığa maruz kalan kişilere karşı empati göstermeli, onları yalnız bırakmamalı ve destekleyici bir çevre sunmalıyız. “Sadece şaka yapıyorlar” veya “boş ver” gibi küçümseyici yaklaşımlardan kaçınmalıyız.
    Siber zorbalık, görünmez bir düşman gibi sinsi bir şekilde ilerler. Ancak bu düşmana karşı mücadelede hepimiz sorumluyuz. Dijital ortamda da nezaket, saygı ve empati prensiplerini benimseyerek, sessiz çığlıkların yankılanmadığı, daha güvenli bir dijital gelecek inşa edebiliriz. Unutmayalım ki, bir ekranın arkasına saklanmak, sorumluluktan kaçmak anlamına gelmez ve her tuş vuruşunun bir insan hayatı üzerinde derin etkileri olabilir.

Psikolog Serap Güven
İnstegram: serapguven_n
Yotube: PsikologSerapGüveN
Tiktok: Serapgvn2

Uncategorized

VSP GENEL BAŞKANI YILMAZ GÜLÜMSER PKK LAV EDİLMESİ SÜRECİNİ DEĞERLENDİRMESİ

Vatan Severler Partisi Kurucu Lideri Genel Başkanı Sayın Yılmaz Gülümser Başkanımız PKK lav edilmesi sürecinde ki gelişmeleri değerlendirirken şunları kaydetti

Orta Doğu da süre gelen küresel güç dengelerinin el değiştirmesi yeni enerji havzalarının oluşması mevcut enerji kaynaklarının uluslararası alanda güncellenmesi sonrasında taşeron örgütlet suni devletler arasında ki ihtiyaç ve konnektörel ömrünü uzatmak ve ya tamamlamak üzere bir çok anlamda kararlar alındı ve aşınmaya da devam etmektedir

Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz ve hükümetimiz tarafından da inisiyatif alınarak bölgemiz de ve ülkemiz de terörün sonlandırılması kapsamında ortaya çıkan bulgularla Türk’lerin ve Kürt’lerle ortak noktada buluşmuş olmanın yanısıra toplumun her kesiminden insanlarla birlikte yaşamayı tercih etmeleri için gerekli adımlar atılmaya başlandı

Bu adımlar neticesinde Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin resmi siyasi mesajlara yanıt olarak PKK terör örgütünün de açıklamaları gündeme getirilmiştir çözümleri üzerinde çalışmalar devam etmektedir

Aziz Türk Milletimize varılan mutabakat metni ve beklentilerin karşılanması amacıyla yapılan çalışmalarında halkımızın anlayacağı dilden anlatması çok mühimdir

PKK lav edilmesi sürecinde mevcut PKK dağ kadrosu mevcut KCK şehir kadrosu DEM siyasi kadrosu ve yurt dışı uzantılarının nerde nasıl istihdam edilmek üzere nasıl bir işlem başlatılacağını da açıklanması bekleniyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde ve dışında ki Resmi Siyasi Partilerin de konsensüs da yer alması söz hakkı verilmesi elzem olarak gerekmektedir

Bu süreç içinde Siyasi askeri ticari bilmi kültürel çalışmaların Türkiye Cumhuriyetimize katkılar sağlayan ve sağladığı gibi de refah ve barışı sağlamak amacıyla kalıcı çözümler üretmek kurumsal olarak hareket etmek gerekmektedir

Vatan Severler Partisi Kurucu Lideri Genel Başkanı Sayın Yılmaz Gülümser Başkanımız yaptığı açıklamada ek olarak şunlarıda söyledi

Bizler de barış içinde yaşamayı tercih ediyoruz.Barışı kardeşlikle taçlandırılıp geleceğimize güven içinde de yaşatmak istiyoruz

Ama

Ne Türkiye Cumhuriyetimizi diz çökmüş
Ne de PKK terör örgütünün zafer kazanmış gibi algılanmasını asla doğru bulmuyoruz

Her iki durum için hassasiyet gösteren tarzda yaklaşımlar ve söylerler içinde olmanın geleceğimiz açısından büyük bir önem taşıyor olduğuna samimiyetle inanıyoruz

Yer yüzünde sonsuz savaş yoktur her savaş barışla noktalanmıştır.
Türkiye genelinde de birlik beraberlik içinde yaşamayı arzulayan Aziz Türk Milletimizin kararına saygı duyuyoruz

Aziz Türk Milletimizin de her zaman yanındayız diyerek sözlerini tamamladı