Uncategorized

SERAP GÜVEN DİYOR Kİ SİBER ZORBALIK VE DERİN ETKİLERİ

Sessiz Çığlıkların Ardındaki Gölge: Siber Zorbalık ve Derin Etkileri

Günümüz dijital çağında, parmaklarımızın ucundaki dünya bize sınırsız olanaklar sunarken, aynı zamanda görünmez tehditleri de beraberinde getiriyor. Bu tehditlerin başında, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi hedef alan siber zorbalık geliyor. Geleneksel zorbalığın aksine, siber zorbalık 7/24, her yerde, herkesin gözü önünde veya tamamen gizli bir şekilde yaşanabilir. Mağdurun kaçacak bir yerinin kalmadığı bu dijital saldırılar, yalnızca ekranlarda yazılı kelimelerden ibaret değildir; ruhlarda derin yaralar açan, sessiz çığlıkların ardındaki karanlık bir gölgedir.
Siber Zorbalık Nedir ve Nasıl Ortaya Çıkar?
Siber zorbalık, dijital iletişim teknolojilerini kullanarak bir kişiye veya gruba kasıtlı olarak zarar verme, aşağılama, tehdit etme veya taciz etme eylemidir. Bu eylemler geniş bir yelpazeyi kapsar:

  • Hakaret ve Tehdit Mesajları: Sosyal medya platformlarında, mesajlaşma uygulamalarında veya e-postalarda küfürlü, aşağılayıcı veya tehdit edici içerik göndermek.
  • Özel Bilgilerin Paylaşılması: Bir başkasının izni olmadan özel fotoğraf, video veya kişisel bilgilerini internette yaymak.
  • İtibar Zedeleyici İçerikler: Yalan haberler yaymak, dedikodular uydurmak veya sahte profiller oluşturarak birinin itibarını zedelemek.
  • Dışlama ve Tecrit: Online gruplardan veya oyunlardan birini kasten dışlamak, yorumlarını silmek veya engelleyerek sosyal tecrit uygulamak.
  • Siber Takip (Stalking): Dijital ortamda sürekli birini takip etmek, mesaj yağmuruna tutmak veya hareketlerini izlemek.
  • Sahte Hesaplar (Catfishing): Başka bir kimliğe bürünerek insanları kandırmak veya manipüle etmek.
    Bu tür davranışlar, zorbalık yapanın arkasına saklanabildiği anonimlik perdesiyle daha da tehlikeli hale gelir. Zorbalık yapan kişi, gerçek hayatta asla yapmayacağı şeyleri dijital ortamda yapmaya cüret edebilir.
    Siber Zorbalığın Mağdurlar Üzerindeki Yıkıcı Etkileri
    Siber zorbalık, mağdurlar üzerinde derin ve kalıcı izler bırakır. Bu etkiler fiziksel olmasa da, psikolojik ve duygusal sonuçları son derece yıkıcı olabilir:
  • Psikolojik Travmalar: Sürekli eleştiri, aşağılama veya tehdit altında olmak, mağdurlarda kaygı bozuklukları, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir. Geleceğe dair umutsuzluk, değersizlik hissi ve sürekli bir korku hali gelişebilir.
  • Sosyal Geri Çekilme: Mağdurlar, maruz kaldıkları zorbalık nedeniyle utanç ve aşağılanma hissederler. Bu durum, arkadaş çevresinden uzaklaşmaya, sosyal etkinliklerden kaçınmaya ve hatta okula veya işe gitmekten çekinmeye neden olabilir. Dışlanma hissi yalnızlığı pekiştirir.
  • Akademik ve İş Performansında Düşüş: Sürekli stres ve kaygı, odaklanma sorunlarına yol açarak akademik başarıyı veya iş performansını olumsuz etkileyebilir. Motivasyon kaybı ve okula/işe gitme isteksizliği sıkça görülür.
  • Uyku ve Yeme Bozuklukları: Stresin bir sonucu olarak uyku düzeninde bozulmalar, iştahsızlık veya aşırı yeme gibi sorunlar ortaya çıkabilir.
  • Özgüven ve Benlik Algısında Bozulma: Siber zorbalık, mağdurun kendi değerini ve yeteneklerini sorgulamasına yol açar. Kendine güvensizlik, yetersizlik hissi ve beden imajıyla ilgili sorunlar gelişebilir. Mağdur, “neden ben?” sorusuyla boğuşur ve kendini suçlayabilir.
  • Fiziksel Belirtiler: Baş ağrısı, mide ağrısı, kas gerginliği gibi fiziksel şikayetler, psikolojik stresin bedensel yansımaları olarak ortaya çıkabilir.
  • İntihar Düşünceleri ve Girişimleri: En trajik sonuçlardan biri, siber zorbalığın yol açtığı umutsuzluk ve çaresizliğin, mağdurları intihar düşüncelerine veya girişimlerine itmesidir. Mağdur, bu dijital hapisten kurtuluş yolunu bulamayınca hayatına son vermeyi düşünebilir.
    Nasıl Mücadele Edilmeli?
    Siber zorbalıkla mücadele, bireysel çabaların ötesinde, topyekûn bir toplumsal sorumluluktur.
  • Farkındalık ve Eğitim: Çocuklarımıza ve gençlerimize dijital okuryazarlık eğitimi vermek, siber zorbalığı tanımaları ve korunma yollarını öğrenmeleri için hayati önem taşır. Okullar, aileler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda aktif rol oynamalıdır.
  • Açık İletişim: Çocuklarımızın ve gençlerimizin dijital deneyimlerini bizimle paylaşmaktan çekinmeyecekleri güvenli bir ortam sağlamalıyız. Onlara yargılamadan dinleyeceğimizi ve destekleyeceğimizi hissettirmeliyiz.
  • Kanıt Toplama ve Raporlama: Siber zorbalığa maruz kalan kişilere, kanıtları (ekran görüntüleri, mesajlar vb.) saklamaları ve ilgili platformlara veya yetkililere (okul idaresi, emniyet birimleri) bildirmeleri konusunda rehberlik edilmelidir.
  • Profesyonel Destek: Siber zorbalık mağdurlarının yaşadıkları travmalarla başa çıkabilmeleri için bir psikolog veya danışmandan profesyonel destek almaları çok önemlidir. Psikolojik yardım, mağdurun iyileşme sürecini hızlandırır ve ruh sağlığını güçlendirir.
  • Empati ve Destekleyici Çevre: Zorbalığa maruz kalan kişilere karşı empati göstermeli, onları yalnız bırakmamalı ve destekleyici bir çevre sunmalıyız. “Sadece şaka yapıyorlar” veya “boş ver” gibi küçümseyici yaklaşımlardan kaçınmalıyız.
    Siber zorbalık, görünmez bir düşman gibi sinsi bir şekilde ilerler. Ancak bu düşmana karşı mücadelede hepimiz sorumluyuz. Dijital ortamda da nezaket, saygı ve empati prensiplerini benimseyerek, sessiz çığlıkların yankılanmadığı, daha güvenli bir dijital gelecek inşa edebiliriz. Unutmayalım ki, bir ekranın arkasına saklanmak, sorumluluktan kaçmak anlamına gelmez ve her tuş vuruşunun bir insan hayatı üzerinde derin etkileri olabilir.

Psikolog Serap Güven
İnstegram: serapguven_n
Yotube: PsikologSerapGüveN
Tiktok: Serapgvn2